Haftalar, haftalar sonra sakinleştim nihayet… Saldırmıştım adeta kağıda, kaleme, bilgisayarın klavyesine. O kadar hızlı hareket ediyor, o kadar yazıyordum ki, adeta yağmur gibi geliyordu metinler beynime, oradan kâğıda, kaleme. Beynimin en son kapasitesinde çalıştığını hissediyordum. Sözcükler fırtına olmuş, kafatasıma çarpıyordu sanki.

Uyurken bile sanki uyku ile uyanıklık halinde idim. Gözlerimi kapatıyordum, şeritler halinde geçiyordu sözcükler. Kaçırmamalıydım tek birini bile, hemen fırlayıp yanı başımda duran kaleme, kâğıda saldırıyordum. Uçuşan bütün fikirleri yakalamaya çalışıyordum, sanki çılgın gibiydim.

Meriç ve Mert nasıl anlamışlarsa anlamışlar “hiç konuşmayın, bir laf edersiniz ne diyeceği belli olmaz, belki de sizi hiç duymaz’’ demişler. Onları da nasıl çalıştırdım anlatamam. Bazen gece on ikide Mert’e bazen gece iki buçukta Meriç’e ”şunu hemen şöyle yaz, bunu düzelt, bu olmamış çıkar buradan” dedim de “yahu gecenin üçü, yarın yapsak olmaz mı” demediler hiç. Aslanlarım Benim.

Ve nihayet çok uzun zaman sonra tam yedi saat uyudum. Nasıl bir uyku ama? Meltem esen bir rüzgâr, annesinin yeni emzirdiği bebeğin mışıl mışıl uykusu, sahile hafif hafif vuran dalgaları dinlemenin verdiği sakinleşmenin sesi ta beynimin içinde…

– Oh be! Oh, dedim; gülümsedim kendi kendime.

Biraz zaman geçince bu dinginliğe ‘’ne oluyor?’’ dedim. Sessizlik, sakinlik şaşırttı beni. Beynim adeta sağılmış gibi tek bir sözcük, fikir yok. Kafamı birileri aldı, yeni bir beyin getirdiler. Sanki yeni bir cep telefonunun hafızası gibi, BOMBOŞ…

Televizyonu açtım kanalları rast gele dolaştım ‘’Allah’ım Çin’de neler oluyor?’’ dedim. Ben aslında bunu çok önceleri bir yerlerde söylemiştim. Daha önce olsa çok farklı konuşurdum, şimdi bu öngörümü bile sıradan kabul ediyorum.

Ne oluyor Bana? Bir anafora tutulmuştum, bitti mi? Yoksa daha büyüğüne beynimin yaptığı hazırlık mı? Tık diye bir ses duyar gibi oldum, yine takıldım HER ZAMANKİNE… Dur diyor bir ses, biraz nefes al O HER ŞEYDEN AYRI…

BİRDEN KORKTUM KENDİMDEN…

Hemen kaçtım içimdeki Benden.

En iyisi hazır BOMBOŞKEN biraz dolaşayım. Nereye? Ne zamana kadar? KİME? Bilmiyorum. Kısmet. Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler.