01 Şubat 2016 tarihi itibariyle açıklanan rakamlara göre iki yüz altmış (260) şehit verdik. Bütün vatandaşlar şu soruları soruyor: Neden bölgede çatışmalar bit(irile)miyor? Çatışmalara Türk Ordusu’nun ve Jandarma’nın en seçkin ve tamamı rütbeli askerleri ile Polis Teşkilatı’nın Özel Harekat Birimi’ndeki seçkin ve özel eğitimli polisleri katıldığı halde şehit sayımız neden arttı?
Bölgede ‘’ yabancı teröristler’’ ilk defa’’ 2006 yılında görülmeye başlandı. Silopi, Cizre ve Şırnak’ta Haziran 2015’te başlayan çatışmalarda ÖNCE ‘’ bölgede çok sayıda yabancı artışı’’ görüldü ( Mete Yarar: Haber Türk Haber Bülteni, saat: 17.00 ).
Çatışmalardan önce, çok iyi planlanarak yerleştirilmiş ‘’ keskin nişancılar ve snaypırlar’’ var ( keskin nişancı ile snaypır FARKLI şeylerdir). Şu anda çatışma bölgesinde Güney Amerika, eski Yugoslavya, Avrupa ve eski Doğu Avrupalı çok sayıda yabancı lejyonerler bulunmakta. Terör örgütü veya bölgede planları bulunan devletler, Suriye’deki gruplar ‘’ Kendilerini çok iyi yetiştirmiş ve tecrübeli’’ ancak işsiz bu teröristleri bölgeye getirmişlerdir.
İlçelerde planlanarak yerleştirilmiş keskin nişancılar gibi bomba tuzakları da iyi planlanmış ve düzenekler yerleştirilmiş.
2006 öncesi ile sonrası arasında ÇATIŞMA TEKNİKLERİ ve KULLANILAN SİLAHLAR arasında ÇOK ÖNEMLİ değişiklikler var.
Birkaç keskin nişancı ile hem asker ve polise baskıyı artırırsınız, hem de terör örgütünün moralini yükseltmiş olursunuz. Yabancı lejyonlar, tuzaklamalar, kullanılan çok gelişmiş silahlar ve strateji düşünüldüğünde şu rahatlıkla söylenebilir; Yalnızca pkk terör örgütü ile savaşılmıyor.
Şu anda Suriye ile iç- içe geçmiş durumdayız. Türkiye – Suriye sınırında bir çok tüneller var. Bunların bir kısmının varlığı sadece bir ay önce fark edildi. IŞİD’e karşı savaşan teröristler ve yabancı lejyon tünellerden geçerek Türk askeri ile çatışmalara girmekte. ABD’nin YPG ile PYD’ye verdiği silahların % 50’si Türkiye’ye karşı kullanılmakta. Örnek; Son hafta yakalanan ÜÇ KAMYON SİLAH ve DROWE ( uzaktan kumanda ile yönetilen uçak), herhangi bir teröristin kullanabileceği araçlar veya silahlar değil bunlar. Çok iyi eğitim verilmişler ve SURİYE TARAFINDA BİRÇOK EĞİTİM KAMPI VAR.
Lojistik, gıda, ilaç, mühimmat, silah desteği ( tüneller yoluyla) Suriye tarafından gelmekte. Malzemeyi yakalıyorsunuz hemen aynı miktarda yeni malzemeler geliyor. Çatışmalarda her çatışanın mühimmat derdi olur. Ancak teröristlerin mühimmatı HİÇ BİTMİYOR. Böyle bir sıkıntısı YOK.
Şu anda Sur’da, Cizre’de ‘’ temizliğin yapılması buralarda YENİDEN çatışmaların başlamayacağı ANLAMINA GELMEZ. Veya başka bir ilçede çatışmalar başlatılır. Çünkü tüneller yoluyla ANORMAL MALZEME gelmekte. Eksik malzeme anında tamamlanmakta.
Türkiye’nin karşısındaki Suriye tarafı TEMİZLENMEDEN ( YANİ TÜNELLER YOK EDİLMEDEN) terörist ve malzeme desteği KESİLEMEZ. TERÖR ÖRGÜTÜ BÖLGE HALKINDAN DESTEĞİ KAYBETTİ. Bunun elbette ‘’ geri dönüşümü olacaktır’’ terör örgütü aleyhine. Yabancı lejyonun yarattığı travma nın önemi burada. Şu anda Devlet terör örgütü ile çatışmıyor. Suriye’de toprak kapmak isteyen gruplar ve devletler Türkiye’nin ‘’ güvenliksizleştirilmesi’’ne çalışıyorlar. Çünkü Türkiye’nin güvenliksizleşmesi ‘’ Onların Güvenliği’’ olarak anlaşılıyor. Tekrar olsa bile söylemek gerekiyor ; ‘’ Güney Amerikalı, Avrupalı, eski Doğu Avrupa’dan, eski Yugoslavyalı insanlar Suriye’deki kamplarda eğitilip, Türkiye’de çatışmaya gönderiliyor. Artık ideolojik boyut çok az ve terör örgütü pkk’nın rolü de önemsiz. Artık sadece güney doğu yok. Mesele Cizre’de ‘’ öz yönetim’’ oluşturmak değil. Yakalanan malzemeler ve yabancı lejyonlar düşünüldüğünde pkk’nın boyunu çok aşıyor. Terör örgütü sorunun bir boyutu ancak asıl konu o değil.
Türkiye ÇOK ACİL Türkiye – Suriye arasındaki TÜNELLERE tedbir almalıdır.

Türkiye Devleti ‘’ VAKTİNDE’’ vatandaşı ile bu bilgileri PAYLAŞMADIĞI İÇİN şimdi bu bilgilerin, Devlet tarafından paylaşılmasının önemi kalmadı.
Buraya kadar yazılanlar Mete Yarar’ın televizyonda verdiği bilgileri. Bundan sonra yazılanlar ( sorulanlar) Bana ait.
_ Vatandaşlarla (Mete Yarar’ın verdiği) bilgiler paylaşılsaydı Türk Milleti neyle, kimlerle mücadele edildiğini bilseydi; ulusal birlik ve bütünlük, sosyoloji, toplumsal psikoloji bakımlarından çok iyi olmaz mıydı?
_ Suriye ile ilgili ilk uluslararası tartışmalar başladığında; zamanın Hükümeti’ne ‘’bu problemi Türkiye’ye bulaştırma’’ önerisi hiç dinlenmedi. Hatta ’’Kardeşim Esad’’ bir gecede ‘’ESED’’ oluverdi. Neden?
Bu sorunun içine bu kadar girmek zorunda değildik, girdik. Niçin? ( Şimdi bazı okuyucular IŞİD’i unuttun galiba diyecekler. IŞİD’i bu bölgede kim çıkarttı. İp ucu; BOP…)

– BOP ile Türkiye – Suriye, Terör olayları – Türkiye arasındaki ilgi nedir?
– Türkiye, Suriye meselesinde ‘’ TARAFSIZ’’ kalsaydı ve daha önce bütün Orta Doğu ülkeleri ve gruplarının düşündüğü ve saygı duyduğu gibi ABİ olarak kalsaydı Türkiye’de yabancı teröristler, tüneller, bitmeyen mühimmat ve çatışmalar yaşanır mıydı yoksa bahsedilen bütün gruplar ‘’ aman Türkiye’yi zor duruma düşürmeyelim’’ diye mi düşünürlerdi?
– Rusya Federasyonu ve Suriye; Türkiye nedeniyle Bayırbucak Türkmenlerine SALDIRIRLAR MIYDI, ÖZEN Mİ GÖSTERİRLERDİ?Türkmenler göç yapmak zorunda kalırlar mıydı?
– Türkiye, NEO OSMANLICILIK gazı verilerek KANDIRILDI MI? Malum ‘’Cemaat’’ kandırmıştı, İmralı görüşmeleri sırasında terör örgütü kandırmıştı, yine kandırıldık mı …??? )
– Herkesin ‘’ aynı manada anladığı ’’ YURT’TA SULH, CİHANDA SULH’un ‘’ değeri anlaşıldı mı?
– Bizim hiç anlayamadığımız ‘’ STRATEJİK DERİNLİK ’’ ne demektir?
– ‘’ ‘’ Yurt’ta Sulh, Cihanda Sulh’’un STRATEJİK DERİNLİĞİ nedir…?

Dikkat ederseniz bölgedeki çatışmaların; ‘’ekonomik, mali, sosyolojik, toplumsal psikoloji, çatışma bölgesindeki ailelerin psikolojisi, ulusal güvenlik, göç etmek zorunda kalanların durumu, Ulusal Birlik ve Bütünlük’’ bakımlarından verdiği zararları hiç sormadık.

Bunlara da girersek; ne STRATEJİK kalır, ne de DERİNLİK…