05 Ekim 2011 tarihinde ” Sıradaki Kim?” ve 15 Kasım 2011 tarihinde ” Suriye’ye demokrasi(!) dayatılırken, Kuzeyinde kürt özerk bölgesi mi kuruluyor?” isimli iki yazı ile Türkiye’yi ÇOK YAKINDAN ilgilendiren ( İSTEMESEK BİLE) Suriye’nin geleceği ile ilgili yorumlar yapmıştım. 05 Şubat 2012 gecesi ( Türkiye saati ile) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde; ABD’nin isteği ile Suriye’ye yaptırımlar konusunda yapılan oylamada Rusya Federasyonu ve Çin vetosu kırılamadı. Böylece ABD’nin vaktinde Irak’ta Saddam Hüseyin’le ilgili ” uluslar arası (!) müdahele” taktiği TUTMADI.

Şimdi ABD nasıl bir yol veya yollar izleyecek?

1. Tıpkı Libya’da M. Kaddafi’ye karşı yaptığı gibi ( Libyalılar Kaddafi’yi ŞİMDİDEN aramaya başladılar) Suriye’de de B. Esed’e karşı muhalifleri SİLAHLANDIRACAKLARDIR. Ancak bu yöntemin başarılı olabilmesi için Türkiye’nin DESTEĞİ MECBUR. Yoksa ASLA başarılı OLAMAZ.

Türkiye bu desteği verir mi?

Lafı dolandırmadan AÇIKCA söyleyim; VERİR. Hatta buna MECBUR. İki nedenle zorunlu. Birincisi; Sevsekte- sevmesekte ABD’nin gücünü reddedemeyiz. Mart 2003 tezkeresinin T.B.M.M.’nde reddedilmesi ONURLU, göğsümüzü kabartan bir karardı. Fakat bu reddin sonuçları Türkiye’ye büyük zararlar verdi. En CAN ALICI etkisini yazalım; Herkes biliyor ki, 36. paralelden terör örgütü pkk’ya ABD lojistik ve istihbarat destekleri ayrıca İsrail kanalı ile de teröristlere askeri eğitim olanakları verdi. Kuzey Irak sınır güvenliğini SAĞLAYAMAYAN ve KONTROL EDEMEYEN Türkiye’de terörün artmasını sağladı. Barzani ve Talabani gibi dünkü aşiret ağaları GÜÇLENDİRİLDİLER ( bu iki şahsın güçlendirilmesinde Turgut Özal’ın rolünü de unutmayalım ).
Türkiye, ABD’ye Suriye konusunda istediği desteği sağlamazsa neler olurun 1. yaşanacak gelişmesi bunun benzeri bir senaryo olacaktır.
Türkiye’nin destek vermeye mecbur olmasının ikinci gerekçesi ise; Türkiye ile Suriye arasındaki SEKİZ YÜZ KİLOMETREden fazla olan sınırıdır. 05 Şubat 2012 gecesi Ahmet Davutoğlu’nun ” Türkiye sınırına toplu göçler olursa müdahele ederiz” demesinin nedeni budur. Böyle bir göç geçmişte Saddam’dan kaçan Kürtlerle ilgili Irak sınırımızda yaşanmıştı. O zaman Türkiye İNSANİ BAKIMDAN doğru olanı yapıp; kaçanları Türkiye sınırları içine alıp, beslemiş, korumuştu. Ancak Türkiye’ye ekonomik, mali, güvenlik, terörle mücadele açılarından büyük zararlar vermişti. Yani Dünya, Türkiye’ye ” aslan, yiğit, koçum benim” tezahuratları yapıyordu fakat bu göçten HİÇ ZARAR GÖRMEDİKLERİ GİBİ Türkiye’nin zararlarını karşılamakta işbirliği de yapmamışlardı.
Zorunlu desteğin BİRİNCİ GEREKÇESİ İLE İLGİLİ OLARAK burada söylenmesi gereken bir nokta daha var: Şu anki Türkiye 2003 Türkiyesi midir?, Politik aktörleri 2003 aktörlerinin yaptığını yapabilirler mi? Yani T.B.M.M.’ de ” TEKRAR red” derler mi? VEYA ”Çuval Olayı” gibi birşey gerçekleşirse ( Çuval Olayı Türk Milletinin önünde Türk Ordusu’nu İTİBARSIZLAŞTIRMAK İÇİN YAPILMIŞ bir harekettir. Kısmende başarılı olmuştur. Benim orduma kimse sesini çıkaramaz diye YETİŞTİRİLMİŞ Türk Milleti, ordusuna DOKUNULUNCA BÜYÜK BİR TRAVMA YAŞAMIŞTIR. Komutanların BEKLENİLEN tepkiyi VERMEMELERİ daha da büyük üzüntü nedeni olmuştur.) Hilmi Özkök gibi mi davranırlar şimdikiler? ( O dönemde Başbakan çok şiddetli bir tepki göstermiş ancak Hilmi Özkök bunu engellemişti. Hatta meşhur bir değim kalmıştı: Müzik notası mı veriyorsunuz Beyler? Kemal’in askerleri mi….? Haydi be! )
Bir gerçekte şudur: 2003’te ulusalcı ( ters açıdan söylersek ABD karşıtı) olanların şu anda ETKİLERİ NE KADARDIR? Bu soru ciddi bir tartışma konusudur. İşte bir örnek: Emniyet Genel Müdürlüğü’nde Ergenekon konusunda ABD’li yetkililere brifing verilmesi konusunu HABER YAPAN TEK GAZETE Milliyet, BU OLAYA tepki gösteren tek liderde (eski bile olsa) Deniz Baykal oldu. Demek ki Türkiye’deki insani yardım(‘) kuruluşları ve Soroscu vakıflar ÇOK İYİ ÇALIŞMIŞLAR ve görüntülü ve yazılı basını ABD’ye karşı OLUMSUZ İMAJ YARATMALARINI ENGELLEYECEK DÜZEYDE kontrollarına almışlar.
06 Şubat 2012 tarihi itibariyle Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu isimli iki insanımız bir kitap çıkarmaya çalışmaktalar. Kitabın Adı: SIZINTI- Wikilieaks’teki Ünlü Türkler. Kitap henüz BASILMAMIŞ olmasına rağmen yazanlarından üç, matbaadan dört nüsha istedi polis ( zaten yasal olarak bir kitap basıldığında iki nüshası emniyete verilmek zorunda). Burada gariplik HENÜZ KİTAP BASILMADAN istenmesi. Malum Ahmet Şık’ında kitabı basılmadan istenmiş, basılmadan toplatılmıştı.

ABD niçin Suriye üzerinde bu kadar çok çalışıyor?

Bunun DÖRT temel nedeni var:
1. Şu andaki en yakın müttefiki İran’ı DAHA DA YALNIZLAŞTIRMAK.
2. İsrail’in güvenliğini DAHA DA sağlamlaştırmak.
3. Petrol ve doğalgaz kaynakları VE güzergahlarını DENETİMLERİ ALTINA ALMAK
4. KÜRESELCİLİĞİN HEDEFLERİNDEN BİRİSİ OLAN ulusalcılığı YIKIP kabileciliği GENİŞLETMEK ( Yugoslavya, Irak, Suriye, Tunus, Mısır, Libya TAMAM. Suriye’den sonra sırada İran var gözüküyor. SONRA SIRADA KİM VAR ???).

SURİYE’DE DEMOKRASİ(!) MÜCADELESİNE HAZIR OLUN.

HATIRLATMA:Irak’a da demokrasi için(!)girilmişti, EN AZ bir milyon Iraklı öldü. ABD gider ayak Alevi- Sunni- Şii MEZHEP SAVAŞLARINI ekipte gidiyor… Mezhep savaşları Iraklılara NE KAZANDIRACAK? Hiç bir şey. GİDENLERE ne kaybettirecek? HİÇ BİR ŞEY.
Ozaman bu soruyu birde TERSTEN SORUN KENDİ KENDİNİZE: Mezhep savaşı olmazsa Iraklılar NE KAYBEDER? Gidenler, mezhep savaşları OLMAZSA NE KAZANACAKLAR? Hiç bir şey. İŞTE BÜTÜN SIR BURADA…