Suriye’ye Demokrasi Dayatılırken, Kuzeyinde Kürt Özerk Bölgesi mi Kuruluyor?

BOP, Ilımlı İslam, Dinlerin Diyaloğu, Arap Baharı derken önce Libya’ya demokrasi getirilecek(!) (aslında sömürgeci devletlerin artık işine yaramayan Albay M. Kaddafi’nin yok edilmesidir asıl hedef. Yoksa şimdiye kadar kimsenin umurunda değildi Libyalılar. Tıpkı Irak’ta ABD’nin desteğini kaybedinceye kadar Iraklılar ve demokrasinin kimsenin umurunda olmaması gibi. Ne zamanki ABD’nin S. Hüseyin’e ihtiyacı kalmadı, Saddam’ında – tıpkı Usame bin Laden gibi_ İPİ ÇEKİLİVERDİ.), peşinden Suriye’de B. Esad ikna (!) edilerek halkın artık demokrasi ile yönetilmesi gerektiği bu nedenle elindeki yetkilerin bir kısmını bırakması söylenecektir..

Esad bunu kabul etmezse ZORLANACAK, Surye’deki demokrasi taraftarları (!) örgütlendirilecektir. Peki kimler örgütleyecektir? Bu organizasyonda Google’nin, Twitter’in, el Cezire Televizyonu’nun, Suriye’deki sivil toplum kuruluşları ve vakıfların etkisi, katkıları ne olacaktır? Dikkat ederseniz bu bölgenin 20. Yüzyıl başından beri hakimi (sömürgecisi) olan İngiltere, Fransa ortalıkta hiç gözükmüyorlar ( elbette bütün gelişmeleri izliyorlar).

850 kilometrelik sınırı, terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinde olası (tıpkı Kuzey Irak gibi) hakimiyet kurabilecek olması, Hatay’ın konumu gibi nedenlerle _ ki bu gerekçeleri artırabiliriz_ Türkiye elbette komşusundaki kargaşaya İLGİSİZ ve TEPKİSİZ KALAMAZ. Ancak ;

Tıpkı Irak’ta olduğu gibi Suriye’nin kuzeyinde de Kürt etki alanı ve hakimiyet coğrafyası kurulması BOP’çular tarafından planlanmış olabilir mi? Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın belirttiği gibi Kendisi BOP’un eş başkanı olduğuna göre doğal olarak böyle bir ‘’HAZIRLIKTAN’’ mutlaka bilgisi vardır.

Suriye’nin kuzeyinde de tıpkı Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Kürt Otonom Bölgesi gerçekleşirse şöyle bir coğrafya ortaya çıkar: Türkiye’nin güneydoğusu, Irak’ın Kuzeyi, Suriye’nin kuzeyi, İran’ın batısını kapsayan Büyük Kürdistan COĞRAFYASI. Şimdilik Türkiye ve İran’la ilgili Kürdistan’a toprak söz konusu olamaz birçok nedenle. Hem bu iki devletin askeri ve politik güçleri hem de uluslar arası siyasi konjüktür bu projeyi engelleyen temel iki nedendir. Fakat BİR GÜN BU KONJÜKTÜR DEĞİŞECEKTİR. Çünkü bir ortam HER ZAMAN AYNI KALAMAZ. İşte o zaman büyük Kürdistan kurulur mu?? Yanıtını isteyen YÜKSEK SESLE SÖYLESİN.

Kürdistan düşüncesi ile ilgili ilk proje 19 yüzyıl sonlarında İngiltere tarafından ortaya atılmıştı. Mondros ve Sevr Antlaşmaları’nda gündeme gelmiş fakat _ şimdilik İngiltere tarafından gelecekte değerlendirilmek üzere_ UYUTULMUŞTU.

Sömürgeciliğin 21. Yüzyıldaki VERSİYONU OLAN Küreselleşme veya öteki adı ile Globalizm ULUSÇULUK DÜŞÜNCESİNİ KABİLECİLİĞE İNDİRGEMİŞTİR. Böylece ‘’ böl, parçala, yönet’’ daha kolay gerçekleşecek, ortaya çıkan ‘’ kaostan gelen güçle’’ sömürmek daha kolay olacaktır. Fakat kabileciliğe geçişte gene ulusçuluk duyguları kullanılacaktır. Önce İngiltere’nin kullanmayı hesapladığı Kürtlere daha sonra ABD, Almanya, İsrail, Fransa, Yunanistan, Ermenistan devletleri önemli teknik, lojistik, eğitim, finansman, örgüt üyeleri içinde kamplar verdikleri gibi ayrıca ÖRGÜTLEMİŞLER, görüntüyü kurtarmak için terörist listesine almışlardır. Elbette terör örgütüne karşı engelleyici HİÇ BİRŞEY YAPMAMIŞLARDIR. Bu kadar çok ülkenin Kürtlere ilgi gösterip yardım etmesinin nedeni ne olabilir? İnsan sevgisi mi? Demokrasi aşkı olabilir mi? Orta Doğu’nun binlerce yıllık tarihine hayranlık olabilir mi? Veya üç semavi dinin ilk ortaya çıktıkları yer olması mı???

Konuyu dağıttığımı sanmayın. Şimdi 1., 2., 3. Paragrafları yeniden okuyalım ve 5. Paragrafla birlikte yeniden düşünelim. Türkiye’de ‘’ yeni anayasa’’ tartışmaları öncesinde terör örgütü 3 aşamalı bir planla hareket etmiştir: 1. Aşamada; silahlı mücadele ile propaganda yapılıp Kürtçülük Sorunu oluşturulmuş ve KONUŞULMASI SAĞLANMIŞTIR. Sivillere de yönelip ses getirici eylemler yapılarak TEPKİLER OLUŞMASI hedeflenip, gerçekleştirilmiştir. . 2. AŞAMADA; ‘’YEREL ÖZERKLİK’’ VEYA ‘’ DEMOKRATİK(DİKKAT DÖNÜP DOLAŞIP DEMOKRASİYE GELİNİYOR HEP) haklar söz konusu edilmiştir. Bu arada şöyle bir yöntemde uygulandı; VERİLENİ AL, DAHA ÇOĞUNU İSTE. Habur bunun terör örgütü açısından harika bir uygulaması olmuştur. Yerel özerklik istenirken ayrı bir devlet isteğinin ASLA SÖZ KONUSU OLMADIĞI özellikle belirtilip, TBMM’de MUTLAKA yer alınacaktır. 3. Aşama ise BAĞIMSIZ BÜYÜK KÜRDİSTAN’dır. Aslına bakarsanız KİMSE İFADE ETMİYOR fakat herkes biliyor ki, Kuzey Irak’ta Kürdistan kurulmuştur ABD’nin Irak’a girmesi ile birlikte. Fakat uluslar arası mevcut ortam nedeni ile adı YARIM AÇIKLANMIŞTIR. Türkiye’de de 1. Ve 2. Aşamalar TAMAMLANMIŞTIR. Sırada ( uygun koşul ve zamanda) 3. Aşama vardır.

Şimdi finaldeyiz;
Suriye’nin kuzeyinde de Kuzey Irak’taki gibi bir oluşum gerçekleşirse( şu anda pkk terör örgütü üyelerinin % 35 civarının Suriyeli, terör örgütü yöneticilerinin çoğunluğunun örgütte yönetici olduğu dikkate alınmalı( Türkiye bunu asla istemez fakat İsrail başta ÖTEKİLER KESİNLİKLE DESTEKLER)) BÜYÜK KÜRDİSTAN’IN % 50’Sİ GERÇEKLEŞMİŞ OLUR. Böyle bir sonuçta, Küreselciler geriye kalan % 50’nin gerçekleşmesi için BEKLE DERLER GÖLGEYE… İşte Bana göre Başbakanın Suriye konusunda bu kadar dikkatle ve yüksek sesle konuşmasının nedeni budur. Komplo teorisi diye düşünebilirsiniz. Hatırlatma; 2003 tarihinde Kuzey Irak’taki oluşum içinde ilk başlarda böyle düşünceler söylenmiş, KOMPLO TEORİSİ denilmişti..