I – Emperyalizm nedir?
Sözcük anlamı ile ‘’ yayılmacılık’’ demek olan emperyalizmin politik anlamı; Bir bölgenin kaynaklarını Kendi denetimi altına almak isteyen başka devletin; o bölgedeki insan dahil bütün kaynakları ve yönetimi kontrolüne alması.
Günümüzde sömürgeci devletler kendi askerlerini değil egemen oldukları bölge veya devletlerin insanlarını kullanırlar. Kendi askerlerini göndermek en son uyguladıkları yöntemdir ki, mutlaka göndermeleri gerekiyorsa ‘’ Kendisi için savaşan askeri güçleri eğitmek için’’ gönderirler. Sonuçta kendi insanı, askeri – olağan dışı bir olay olmazsa – ÖLMEZ.
Emperyalist devletler sadece askeri tedbirler almazlar. Hatta bunu EN SON düşünürler. Önce bir sorun oluşturulur veya geçmişte kalmış bir konuyu güncelleştirip mesele haline getirir. Bunu üç yöntemle gerçekleştirir: Sinema filmleri, yazılı basın ve televizyon, değerlendirebileceği siyasetçiler…
Bu üç yöntemin başarılı olması için önceden belirlenmiş konunun ( veya uydurulmuş meselenin) ‘’ sürekli konuşulmasını’’ sağlar, böylece gündem oluşturulur. Seçilen kişiler ( sinema oyuncusu, politikacı, yazar, gazeteci, v.s.) sürekli ödüllendirilerek, televizyon ve gazetelerde haberleri yapılarak ‘’ parlatılır’’. İlgili kişi siyasetçi ise toplumun hoşuna gidecek şekilde anlatılır ( bağlama çalması, yoksul bir aileden gelmesi, az gelişmiş bir şehirde büyümesi gibi).
Topluma, Onlar fark etmeden tanıtılan ve öne çıkartılan kişi; Sinema sanatçısı (!) ise şöhretin zevkini, siyasetçiyse politik gücün ve ‘’ dokunulmazlığın’’ keyfini, ticaretle uğraşıyorsa zenginliğin tadını almıştır, gazeteci ise bir gazetede köşe sahibi yapılıp – televizyonlara ÇIKARTILMAYA ALIŞTIRILMIŞTIR.
Artık emperyal gücün oyuncağı haline gelmeye, layık olmadığı kadar çok övülmeye, kendisine verilenleri korumak için öpülmeye hazırdır..

II – Bir zamanların terörist başı A. Öcalan CİA marifetiyle Kenya’da yakalanıp ABD tarafından Türkiye’ye teslim edilince uçakta görevli askerlere ilk sözü şu olmuştu hatırlarsanız:
‘’ Devletin hizmetindeyim’’ .
Terörist başı GEÇ KALMIŞ OLSA BİLE şunu ANLAMIŞTI :
‘’ABD; Kendisini kullandı, gözden çıkardı, Türkiye’ye verdi.. Eğer ABD böyle düşünmeseydi ‘’ teslim etmezdi’’ .
Terörist başı ifade etmese bile şunu da biliyordu: ABD, kendisini gözden çıkardığına göre İmralı’dan terör örgütü üzerindeki gücünü devam ettiremezdi. Afganistan’da Ruslara karşı Usame b. Ladin’i kullanan ABD işi bittiğinde Onu nasıl yok etmişse şimdi de Kendisini oyundan(!) çıkarmıştı.. Örgüt ne mi olacaktı? Yerine bulunacak o kadar çok maşa vardı ki…..Cemil Bayık bekliyordu..
Tam bu dönemde Türkiye’de ‘’ o anda çok kişinin fark etmediği’’ bir gelişme yaşandı: Fetullah Gülen ABD’ye gitti ( takas yapıldı diyebilirsiniz, tedbir amaçlı kaçırıldı diye düşünebilirsiniz, BOP için hazırlanmak üzere ‘’ misafir (!) edildi ‘’ yorumunda bulunabilirsiniz).
(CİA’nın kontrolündeki FETÖ daha sonra Ergenekon davalarını gerçekleştirecek ve ne kadar Ulusalcı, tam bağımsızlıkçı, anti Amerikancı; gazeteci, öğretim üyesi, bürokrat, subay varsa tasfiye etmeye çalışacaktır. Binlerce yıllık devlet tecrübesi olan Türkiye 233 ( iki yüz otuz üç) yıllık geçmişi olan ülkenin oyununu elbette bozdu. Anayasa Mahkemesi, Ergenekon davası ile ilgili Nisan 2016’da aldığı kararla ‘’Türkiye’ye ameliyat yapılmasına izin verilmeyeceğini ’’ Devlet adına söyledi, anlaması gerekenler anladı… )

III – 06 Mayıs 1972 yılında idam edilen Deniz Gezmiş’in idam sehpasındaki son sözlerini bilir misiniz?
‘’ Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği ‘’ .
Deniz Gezmiş ve idam edilen iki arkadaşı ( Hüseyin İnan, Yusuf Arslan ) Türkiye’den emperyalizmin ( yani ABD yayılmacılığının) nasıl kovulacağını görmüşlerdi.
Bugün Türkiye’de siyasal partiler hiçbir konuda anlaşamazlarken ÇOK İLGİNÇ Deniz Gezmiş’in idam sehpasındaki son cümlesinde AYNI GÖRÜŞTELER ve bu ifade Devletin resmi söylemi olmuştur…
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının gördüğünü ABD, İngiltere, Almanya, Fransa’da biliyordu elbette ve ‘’ zamanı geldiğinde’’ bunu planlayıp, değerlendireceklerdi.
IV – Cemil Bayık kimdir?
Terör baronu.
Nasıl baron oldu (yapıldı) ?
Cemil Bayık; Ankara’da, 1972 yılında Dil ve Tarih -Coğrafya Fakültesi’nde öğrenci iken A. Öcalan’la tanıştı. A. Öcalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi idi. İkisi de sosyalist görüşü benimsemişler ve Deniz Gezmiş’in etkisinde kalmışlardı.
Mazlum halkların kurtuluşunun, Türk ve Kürt kardeşliğinin emperyalizme karşı vereceği mücadele ile başarılı olacağına inanıyorlardı. Kuracakları parti adının içinde Öcalan’ın isteğiyle ‘’ işçi’’ adının mutlaka geçmesi gerektiği kabul edilince ‘’Partiya Karkeren Kürdistan’’ adında anlaştılar( Kürdistan İşçi Partisi).
Aradaki detayları atlıyorum. 26 Kasım 1978 yılında 22 ( yirmi iki) kişinin katılımıyla Diyarbakır – Lice- Ziyaret ( o zamanki adı Fis) köyünde terör örgütü kuruldu. Hepsi sosyalist, hepsi solcuydu. Birinci Kongre’de; A. Öcalan başkan, Cemil Bayık başkan yardımcısı seçildiler.
Aradan yıllar geçti, dünyada çok önemli değişiklikler yaşandı. 1989’da Berlin Duvar yıkıldı, Sovyetler Birliği dağıldı, Liberalizm daha da güçlendi, soğuk savaş bitti, ABD’nin ‘’ Ilımlı İslam ‘’ politikası hızlandırıldı, BOP ılımlı İslam politikasına uygun olarak EMPERYALİZM SÜRECİNE dahil edildi. Orta Doğu coğrafyasında sınırlar değiştirildi.
Emperyalizm ( yani yayılmacılık) yöntem değiştirerek gücünü artırıyordu. Yeni yöntem; ele geçirilmek istenen bölge halkının SAVAŞTIRILMASIYDI.
Bu konuda ÜÇ temel strateji uyguladı:
1- İslam toplumundaki Şii ve Sünnileri birbirleri ile savaştırmak,
2- İslam anlayışını ‘’ tarikatlar düzeyine’’ indirgemek ve Müslüman devletlerde ‘’ kendine yakın duran’’ bir CEMAATİ DESTEKLEMEK,
3- Ulusalcılığı ( milliyetçiliği) KABİLECLİK DÜZEYİNE İNDİRGEMEK. Böylece bir devlet içinde başlayacak terör olaylarını ‘’ milliyet’’ veya ‘’ kavim’’ düzeyine düşürerek bölünmeyi sağlamak.

Cemil Bayık, Elazığ- Keban – Aşağı çakmak köyünde 1955 yılında doğmuştur.12 Eylül 1980’deki askeri darbeyi görüp A. Öcalan’ı yurt dışına kaçmaya ikna eden kişidir.

Yukarıda yazdığım gibi 1978 – 1990 yılları arasında dünyada o kadar fazla değişiklikler oldu ki, pkk’da bu gelişmelerle değişti. İdeolojisini, bayrağını değiştirdi ( aynı adı kullansa bile UYGULAMADA ismi de değişmişti ).
YENİ DÜNYA DÜZENİ’ne ( emperyalizm – yayılmacılık) ‘’ uyumlu’’ hale geldi.

Cemil Bayık bugün KCK Yürütme Konseyi eş başkanıdır. Müttefikleri; ABD, AB ve İsrail’dir.

Bunu nereden anlıyoruz ?

Diyor ki;
– ‘’ Türkiye sorunu çözmek istiyorsa bunun ULUSLARARASI GÜÇLER OLMADAN ÇÖZÜLEMEYECEĞİNİ bilmelidir’’.

– ‘’ Amerika’nın üçüncü taraf olabileceğini söyledik. Amerika’yı Kürdistan dışında, Orta Doğu dışında düşünmek mümkün değildir’’ .

Demek istiyor ki, Ben, ABD mandacısıyım, sosyalistlik, emperyalizmle mücadele mazide kaldı..

ABD’ye göre pkk terör örgütüdür.
pyd, pkk’nın Suriye’deki koludur.
Ne demektir bu?
Pyd terör örgütüdür.
Ancak ABD’ye göre pyd terör örgütü değildir.
‘’Saçmalıyorsun, böyle mantık mı olur? ‘’ dediğinizi biliyorum. Ancak ABD böyle söylüyor. Hem de 26 Nisan 2016 günü Senato’daki komisyon toplantısında bunun saçma-sapan bir ifade olduğunu kabul ettiği halde.
Bu politika ile ilgili konuşmacı senatörün ifadesi ile ‘’ Dünyanın en aptal insanları bile böyle bir görüşe inanmaz, ABD olarak saçmaladığınızın farkında mısınız sayın ABD savunma bakanı ? PKK, terör örgütü ise onun kolu da terör örgütü değil midir ? ‘’ diyerek Türkiye’nin bu konuda ABD’ye kızgınlığının haklı olduğunu belirtti.
ABD elbette bu saçma görüşünün farkında. Fakat Suriye’de şu anda ABD adına ölenler ve öldürenler pyd’liler.
Pragmatik tutum ve davranışları ile bilinen ABD şöyle düşünmekte:
ABD çıkarları için öldüklerine göre ne oldukları benim için fark etmez. Dediklerimin saçma olmasının önemi yok, önemli olan ahlak değil ABD çıkarlarıdır.

ABD adına savaşmakla pyd ne kazanıyor?
Suriye’deki tabloya bakalım. Ne kazandı şu ana kadar pyd? Her an IŞİD veya Suriye tarafından ele geçirilebilecek kadar zayıf birkaç ‘’ kanton’’ .
Bağımsızlık elde edebilirler mi?
Hayır.
Bunu ilk önce ABD ve Kuzey Irak’taki M. Barzani engeller.

O zaman Kürtler Suriye’de niçin ölüyor, öldürüyorlar?

İşte emperyalizm budur.

Cemil Bayık’ın ifadeleri EMPERYALİZMİN NEOLİBERAL ifadelerinden başka bir şey değil. Yani terör örgütü pkk, AMERİKAN MANDASINI savunmakta.
1978 yılında ne diyorlardı?
‘’ Mazlum halkların kurtuluşu, Türk ve Kürt kardeşliğinin vereceği mücadele ile başarılı olacaktır. Emperyalizm, Türk – Kürt kardeşlerin mücadelesi ile yıkılacaktır ‘’ .

Cemil Bayık; sosyalistlikten, Amerikan mandacılığına dönüştü de SOL GÖRÜŞLÜ OLDUĞUNU iddia eden HDP’de durum nedir?
Ağaların, şıhların, ‘’ mir’’lerin gölgesine giren HDP’ye sol diyorlar!!!!!!
Parti merkez yönetiminde ‘’ maraba’’ veya ‘’ maraba kökenli’’ bir kişi görebiliyor musunuz?
Meclis’e taşıdıkları; ağalar, ağa çocukları, ağa torunları, ağa kızları ve gelinleri.
Ağaları Meclis’e taşıyarak ‘’ sol parti’’ olunabilir mi?
Düzenli aralıklarla ABD’ye düzenlenen ziyaretler gösteriyor ki, İDEOLOJİNİZ gerçekte Cemil Bayık’ın ifade ettiği gibi. Amerikan Mandacısı.
HDP’li hiçbir milletvekilinden veya eş başkanların her hangi birinden ( geçmişte ve bugün) ‘’Amerika emperyalist bir ülkedir ‘’ cümlesi duydunuz mu?
Sosyal demokrat partilerdeki ulusalcılara ve milliyetçi düşünceye ‘’ bunlar FAŞİST ‘’ diyerek saldırıyorlar ancak ‘’ EMPERYALİST sözcüğünü hiç kullanmıyorlar.
HDP; Kimlik Kürt siyaseti ile ABD’nin GÜDÜMÜNDE çalışmakta yani ‘’ kuklacılık’’ yapmakta, Cemil Bayık Amerikan mandacılığını açıkça söylemektedir.
( Buradaki bilgilerin bir kısmı Soner YALÇIN ; Doğru Bildiğimiz Yanlışlar( Galat – ı Meşhur) ’’, s. 127 – 138, Kırmızı Kedi Yay. 2016 isimli çalışmasından alınmıştır.)

V- IŞİD’i elbette biliyoruz. Araplar tarafından kurulan, önce Irak’ta sonra Suriye’de ANİDEN (!) ortaya çıkıveren İslami (!) terör örgütü.
Hiç düşündünüz mü Binlerce militan, on binlerce silah, milyonlarca mermi, roket atarlar, ağır silahlar KİMSE GÖRMEDEN (!) Irak ve Suriye’ye nasıl ulaştı? ?
Drowlarla ve uydularla dünyanın her hangi yerindeki hareketlilik görülebildiği halde IŞİD fark edilemedi ???
Haydi diyelim ki, hava çok bulutluydu, yağmurluydu,gök gürültüsü ve yıldırımlar elektronik cihazlarda arızalara neden oldu, görülemediler.. CİA, M16, MOSSAD, Rus, Alman, Türk, Fransa İstihbarat Teşkilatları: Bunların hiç birisi nasıl oldu da bilgi TOPLAYAMADI?
Bunlar kadar GARİP başka bir konuda şu:
Dünyanın silah teknolojisi en gelişmiş ülkeleri yani ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya Federasyonu HEP BİRLİKTE IŞİD’e karşı SAVAŞIYORLAR (!) fakat IŞİD, dünyanın silah teknolojisi en gelişmiş beş ülkesinin saldırılarına (!) rağmen Irak ve Suriye’de ilerliyor.

‘’ IŞİD’in varlığı kim(ler)in çıkarınadır? IŞİD kimlere, hangi medeniyete zararlar vermektedir’’ sorularının yanıtları yukarıda sorduğumuz dört sorununda cevaplarıdır.
IŞİD, Kürtlere saldırıyor ve onları öldürüyor mu?
Evet.
Nerede yapıyor bunları?
Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyinde.

Durum bu olduğuna göre Kürtler, Türkiye’yle niye silahlı çatışmalara giriyorlar?

Teröristler; Türkiye’de Kandil’in korkusundan ( terör baronu, Amerikan mandacısı Cemil Bayık’tan korktukları için) çatışmalara giriyorlar diyelim; HDP’de mi GÖREMİYOR bunu? ‘’ Yahu Kürtler; Irak ve Suriye’de IŞİD tarafından öldürülüyorlar, Türkiye’yle ne alakası var ?’’ demiyor?
NİÇİN?
2015’ten bu yana ÖLDÜRÜLEN BİNLERCE terörist Türkiye’de çatışmalara neden sokuldu? Sonucun ne olacağı belliydi zaten. Bu macerada hedeflenen neydi?
HDP bu sonucu en iyi YORUMLAYACAK siyasi yapı olduğuna göre ONLAR NİÇİN BU MACERAYI ENGELLEMEDİLER?

VI – 1946’da İran yaptığı askeri harekatla, İran topraklarında kurulan Kürt devletini yıktı, kurtulabilenler kaçıp, Türkiye’ye SIĞINDILAR.
Aynı tarihte Irak rejimi, Molla Barzani’yi hapsetti, kurtulabilenler kaçıp, Türkiye’ye SIĞINDILAR.
1988’de Irak’taki Kürtler, Halepçe Katliamını yaşadılar. Kurtulabilenler kaçıp, Türkiye’ye SIĞINDILAR.
Suriye’de IŞİD, Kürtler ve Araplara savaş açtı, korku yaydı IŞİD, Suriye’de. Türkiye’ye doğru büyük göç dalgası yaşandı. Göç etmek zorunda kalanların içinde Kürtlerde vardı. Diğerleri gibi Kürtlerden de kurtulabilenler kaçıp, Türkiye’ye SIĞINDILAR.

Lafın özü, ‘’ Kürtler, bu coğrafyada ne zaman zor durumda kalsalar ‘’ KARDEŞLERİNE sığındılar.
Bizde; ‘’ Başım, gözüm üstüne ‘’ dedik. Kardeşlerimiz ağlarken, nasıl gülebilirdik?

• Bütün bunları BİRLİKTE DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE rahatlıkla ispatlayabiliyoruz ki,
Kandil, KCK, HDP; beraberce, el-ele EMPERYALİSTLERİN HİZMETİNDEDİRLER.
Türkiye’deki Kürtler için siyaset yaptıkları söylemleri YALANDIR. Bunların UMURLARINDA BİLE DEĞİL Kürtler.